Mevlana “Ateş-i Aşk Yolcuları

Aşk meydanında vuslat umuduyla yola çıkan maşukların sırtı yere gelse de pes etmemelerini anlatan oyunumuz, Mevlana’nın düsturunca Nar-ı Aşkın yolcularına rehber olmaya çalışıyor ve diyor ki:

Ey pehlivan!
Eğer Aşkta kazanmak istiyorsan,
Kaybedeceğini bile bile topa tüfeğe gerek kalmadan,
Delilik bile olsa hislerinle savaşı göze alabilmelisin.
Aşk; öldüm bittim dediğin anda, Anka kuşu misali küllerinden doğabilmektir.
Aşk; yenilgiye doymayan pehlivan gibi sırtı yere gelse de dimdik ayakta durabilmektir.
İşte o yüzden kavanoz dipli dünyada ‘tecrübe’ en pahalı şeydir ve pehlivanlar o hisleri ancak, kaybetme duygusunun hazine dairesinde bulabilir.
Ey pehlivan; ne kadar çabalarsan çabala, tecrübeyle sabittir; Aşk bir nevi yoksulluktur, eğer sen mağlubiyeti göze aldıysan, ruhun zenginleşir ve sonuçta aşk kazanır.
Eğer, Aşkı öldürmek istemiyorsan,
Kaybetmekten asla korkmayacaksın!
Ne malum belki Aşk bazen kaybetmektir.
Ve derki Mevlana;
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
İşte bu minvalde oyunumuz, Aşk yangınında kavrulurken, hamuş olmayı başaran Nar-ı Aşk
yolcularının, küllerinin arasından sabırla doğrulup vuslata ulaşmasının yollarını anlatıyor.
Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, Olsun! Vuslata aşık gönül susma yada razı ol.